Akademik Personele İlişkin Uyuşmazlıklar (Yükseköğretim Hukuku)
Üst ve daha kapsayıcı bir hukuk dalı olan yükseköğretim hukukunun uygulamada en önemli sorun alanlarından biri, akademik personelin yükseköğretim kuruluşlarıyla ya da üst kuruluşlarla (YÖK ve ÜAK) aralarında çıkan hukuki problemlerdir.
Bu problem alanlarından birincisi atanma/yükseltilme ve yeniden atanma durumlarına ilişkindir. Bu durumda muhatap idare akademisyenin çalışmakta olduğu ya da atanmayı beklediği üniversite rektörlüğüdür.
İkinci problem alanı, doçentlik başvurusu ve sınavı ile ilgili hususlardır. Başvurunun zorunlu koşulların sağlanamaması nedeniyle reddi, eser aşamasında başarısız bulunma, etik ihlal iddiaları ve bu nedenle başvurunun iptali sıklıkla rastlanabilen hukuki uyuşmazlıklardır. Bu durumda muhatap Üniversitelerarası Kurul’dur (ÜAK). YÖK Kanunu’na göre (m. 11/6), ÜAK’ın görevleri arasında, “Doçentlik başvurularında ilgili bilim veya sanat alanında jüriler oluşturarak adayların yayın ve çalışmalarını Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen esas ve usuller kapsamında değerlendirip, yeterli yayın ve çalışmaya sahip olan adaylara doçentlik unvanı vermek” hususu da sayılmaktadır. Bu nedenle, doçentlik sınavıyla ilgili yaşanan hukuki uyuşmazlıklarda davalı taraf da ÜAK olacaktır.
Üçüncü problem alanı ise, disiplin hukukuna ilişkindir. Akademik personel de, diğer kamu personeli gibi disiplin soruşturmaları ve yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu durumda, yargı yoluna başvurulduğunda davalı sıfatı, ilgili üniversite rektörlüğüdür.
Dördüncü problem alanı olarak, akademik personelin görevlendirilmesi, talep ettiği görevlendirmenin yapılmaması, ders açılması konusundaki uyuşmazlıklar, ayrımcı uygulama (işyerinde yıldırma/mobbing) gibi farklı nedenler söz konusu olabilir. Bu ihtimalde de davalı taraf ilgili üniversite rektörlüğü olacaktır.
Öte yandan, yukarıda ana hatlarıyla açıklanan tüm potansiyel hukuki problemlerde, idari yargı yolun başvurmadan önce tüketilmesi gereken zorunlu ya da isteğe bağlı (ihtiyari) idari başvuru yolları mevcuttur. Bu yolların süresi içinde ve usulüne uygun olarak tüketilmesi, başarıya ulaşması durumunda yargı yoluna başvurma külfetinden de kişiyi kurtaracağı için, son derece önemlidir.
Hukuk büromuz, yukarıda sayılan hususlarda danışmanlık hizmeti vermektedir.
Bu problem alanlarından birincisi atanma/yükseltilme ve yeniden atanma durumlarına ilişkindir. Bu durumda muhatap idare akademisyenin çalışmakta olduğu ya da atanmayı beklediği üniversite rektörlüğüdür.
İkinci problem alanı, doçentlik başvurusu ve sınavı ile ilgili hususlardır. Başvurunun zorunlu koşulların sağlanamaması nedeniyle reddi, eser aşamasında başarısız bulunma, etik ihlal iddiaları ve bu nedenle başvurunun iptali sıklıkla rastlanabilen hukuki uyuşmazlıklardır. Bu durumda muhatap Üniversitelerarası Kurul’dur (ÜAK). YÖK Kanunu’na göre (m. 11/6), ÜAK’ın görevleri arasında, “Doçentlik başvurularında ilgili bilim veya sanat alanında jüriler oluşturarak adayların yayın ve çalışmalarını Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen esas ve usuller kapsamında değerlendirip, yeterli yayın ve çalışmaya sahip olan adaylara doçentlik unvanı vermek” hususu da sayılmaktadır. Bu nedenle, doçentlik sınavıyla ilgili yaşanan hukuki uyuşmazlıklarda davalı taraf da ÜAK olacaktır.
Üçüncü problem alanı ise, disiplin hukukuna ilişkindir. Akademik personel de, diğer kamu personeli gibi disiplin soruşturmaları ve yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu durumda, yargı yoluna başvurulduğunda davalı sıfatı, ilgili üniversite rektörlüğüdür.
Dördüncü problem alanı olarak, akademik personelin görevlendirilmesi, talep ettiği görevlendirmenin yapılmaması, ders açılması konusundaki uyuşmazlıklar, ayrımcı uygulama (işyerinde yıldırma/mobbing) gibi farklı nedenler söz konusu olabilir. Bu ihtimalde de davalı taraf ilgili üniversite rektörlüğü olacaktır.
Öte yandan, yukarıda ana hatlarıyla açıklanan tüm potansiyel hukuki problemlerde, idari yargı yolun başvurmadan önce tüketilmesi gereken zorunlu ya da isteğe bağlı (ihtiyari) idari başvuru yolları mevcuttur. Bu yolların süresi içinde ve usulüne uygun olarak tüketilmesi, başarıya ulaşması durumunda yargı yoluna başvurma külfetinden de kişiyi kurtaracağı için, son derece önemlidir.
Hukuk büromuz, yukarıda sayılan hususlarda danışmanlık hizmeti vermektedir.
